30 Nisan 2012 Pazartesi


Birdenbire yazılanlar  47

Ağzına kadar dolu bir minibüste. hiçbir yere tutunma fırsatı bulamadan. yolculuk yapmak zorunda kalmış biri gibiyim hayatın içinde. her türlü manevrayı iliklerime kadar hissediyorum. amacım kimsenin üstüne yıkılmadan. sağa sola savrulup düşmeden. gideceğim yere ulaşabilmek. hafif bir frende bile bir başkasının omuzuna yaslanmak zorunda kalacağınız bir acizlik. sonrası pardonlar özürler. ellerimi nereye koyacağımı şaşıracak kadar içiçe geçmişiz. herkes farkettirmeden birbirinin varlığına güveniyor. acı bir frende birbirlerine tutunmak için bekleyen insanlar. alabildiğine kalabalık. herkes birbirine yapışmış. kimin kim olduğu meçhul. insanı bunaltan bir izdiham. kim olduğunun önemi yok. herkes sadece insan.
oturanlardan olmayı hiç düşünmedim. bir durak ötede inmek için bindim kanımca.

27 Nisan 2012 Cuma


Birdenbire yazılanlar  46   
 
Güçlü olmak nedir. kendini güçlü hissetmek kibirli olmak mıdır. her güçlü olan kibirli midir. tevazu nedir. acizlik midir. her aciz olan tevazu sahibi midir. nedir derdimiz. herkesten biraz daha fazla çıkar sahibi olmak mı. yoksa sadece hayatımızı idame ettirmek mi.

hayatımın bir anlamı var. her şeyden herkesten uzakta tek başına. bağımsız bir anlamı. böyle olması benim için değişmez bir mutluluk sebebi. kendimi daha güçlü ve yıkılmaz hissediyorum.

inanmaktır. insanı güçlü kılan. neye nasıl olursa olsun. yanlışı doğru yapan. inanmaktır. 















26 Nisan 2012 Perşembe


Birdenbire yazılanlar  45

Hayatı yukarıdan aşağı soldan sağa çözüyorum tıpkı bir bulmaca gibi. neyin nerede olduğunu iyi belirlemem hangi cevabı nereye yazmam gerektiğini iyi tespit etmem gerekli. yoksa yanlış kutucuklara yazılmış doğru cevapların ne değeri var ki. öyle değil mi. size niye soruyorum ki. sazlıktaki kamıştan farksızsınız.

keşke biri sizi koparıp kurutsa ve üzerinize delikler açıp üflese. ney olsanız. yanık sesler çıkartıp hayatı ağlasanız. tanınmadık kulaklara. dağların eteklerine. ağaçların gövdelerine. toprağın kokusuna. denizlerin dalgalarına. yeni doğan bir bebeğe. güvenle barındığı ana rahmine. günahsız tertemiz bir çiçeğe. 

ney kursuna gittiğim ilk günün akşamı yazdığım bir şiir vardı. sizinle paylaşmak istiyorum. dersine katıldığım neyzene bu şiiri ilk okuduğumda şaşkınlığını gizleyememişti. yüzünde gizleyemediği şaşkınlık aslında. ''ben yıllardan beri ney üflüyorum böyle bir şiiri aklıma getirmedim bu daha sol notasını üflemekten aciz kız neyli acemi nasıl bu şiiri yazmış'' ifadesiydi.



ney ileyim hayatta sensiz
daha tazeyim nefesim sessiz
hem ney im var ki benim
hem ney iz ki biz
susalım 
belli olmasın izimiz

25 Nisan 2012 Çarşamba


Birdenbire yazılanlar 44

Ben çınardım. asırlık heybetli bir çınar. beni yanına çağırdı. öylesine seslendi. gelebileceğimden değildi ya seslendi işte. sonra ben aşkla kalktım yerimden. asırlık köklerimden. toprağı yırtarak kopartarak gittim yanına. şaşkına döndü. tedirgin oldu. ben öylesine seslendim gelmene gerek yoktu. kendini bu kadar zorlamana. ama ben sen çağırdın dedim. cevap vermedi. anlamsız bir ifade takındı yüzü. öylece kaldım. yalnız bir mucize gibi.

sonra ben taştım. birkaç taneydim. beni avuçlarına aldı ve sordu. cevap alabileceğinden değildi ya öylesine sordu. beni seviyor musun dedi. ben de evet seni seviyorum dedim. korktu. hemen elinden attı beni. uzaklaştı. öylece kaldım. yalnız bir mucize gibi.

sonra ben dilsizdim. bana yaklaştı ve benim adım ne diye sordu. yine öylesine sormuştu. cevap alabileceğinden değildi ya. ben de söyledim adını ona. sen dilsiz değilsin beni kandırdın dedi. oysaki ben binlerce yıldan beri dilsizdim. inanmadı. öylece kaldım. yalnız bir mucize gibi.

ben böyleyim işte. ruhumun kapakları açılınca aşk kudurmuşçasına akar gövdemde. sonra sevdiğim kadından tutunmasını isterim göğüs kafesime.      

24 Nisan 2012 Salı


Birdenbire yazılanlar  43

‘’Akıldan daha değerli bir şey yaratılmamıştır.’’ cümlesi insanları heyecanlandırır. herkes kendi kendine gelin güvey olur. vay be der. bendeki akılda ne değerliymiş. hiçbir şeyim olmasa bile aklım var der. pezevengin biri bir hayat kadınına. ya da bir hırsız aynı işi yapan bir arkadaşına. bir sapık başka bir sapığa. bir inançsız başka bir inançsıza.

Katiller. Tecavüzcüler. Oğlanlar. Oğlancılar. Düzenbazlar. Kumarcılar. Rüşvetçi müdürler ve memurlar. Para babaları. Mafyalar. Kirli polisler. Şehvet düşkünü imamlar. Pişkin yalancılar. Utanmaz arsızlar. Sarhoşlar. Hâkimler. Savcılar. Avukatlar. Doktorlar. Mühendisler. ve diğer meslek gruplarına mensup şahsiyetsiz karaktersiz bütün insanlar. hep akıllarıyla övündüklerinden dolayı dünyayı mezbahaya çöplüğe çevirdiler. pisuara benzettiler.

oysaki sözü edilen akıl. yaratıldığının farkında olan. Yaratıcısını bütün gücüyle seven. O’na kavuşmak arzusuyla kuduran. ve bunun sebep olduğu sabırsızlığa. yalnızlığa. hayatın yalama olmuş küstahlıklarına katlanan. ARINMAKLA MEŞGUL OLAN AKILDIR.          

23 Nisan 2012 Pazartesi


Birdenbire yazılanlar  42

Bir gün ölecek olmanın. ama mutlaka ölecek olmanın verdiği rahatlıkla yaşıyorum. belki herkes elimden her şeyi alabilir. belki gökyüzü yorgan yeryüzü yastık olabilir. ışıklarda elimde her şeyden pis bir bezle camları silebilirim. kendilerine aşırı bir sevgiyle bağlandığım insanlar bana sırtlarını dönmüş olabilirler. gövdemdeki aşkı yağmalayabilirler. onların gözünde kibrit çöpünden daha değersiz olabilirim. 
ne değişir. neyi değiştirebilirler. kendilerinin korkuyla bekledikleri ölüme olan özlemimi ve ihtiyacımı arttırırlar ancak.
bundan daha güzel bir iyilik. bundan daha güzel bir duygu var mı.  

19 Nisan 2012 Perşembe

Birdenbire yazılanlar 41

Neden diye sordum kendi kendime. sonra bir takım nedenler buldum. ve o nedenlerin de her birine neden diye sordum.

aklımı çürüttüm. akılsız kaldım. yalnız kaldım. düşündüm. nasıl mı. kalbimle düşündüm. kimse anlamadı. herkes aklını kullandı. yalnızlığım arttı. anlaşılamadım. anlaşılmaz değildim aslında ama olmadı.

içime saplandım. ruhum karıştı. durdum. derin derin nefes aldım. belki günlerce. belki haftalarca. belki de aylarca durdum. derin derin nefes aldım. sonra bir an geldi. bir esinti. burnumdan girdi. bedenimi serinletti. bir süre sonra içimden çıkıp gitti. ruhum sakinleşti. bir anda oldu her şey. ama ben. o ana kadar. acı verici sayısız anı yaşamak zorunda kaldım.

hayat da bu değil mi zaten. mutluluğa ulaşmak için yaşamak zorunda kaldığın. sayısız mutsuzluk.

18 Nisan 2012 Çarşamba

Birdenbire yazılanlar 40

Kırkım çıktı. ama hangi kırk bilmiyorum.’’öldükten’’ sonraki mi. yoksa ‘’doğduktan’’ sonraki mi. sahip olduğum her şeyi kendisine borçlu olduğum Rabbime hamd olsun.

17 Nisan 2012 Salı

Birdenbire yazılanlar 39

Okyanuslarla kıyaslandığında bütün göller ve denizler sığdır. böyle olması göllerin ve denizlerin eksikliğinden değildir. okyanusların derinliğindendir.

işin aslı kimse kimseyi sığlığından ve derinliğinden dolayı suçlayamaz. yani ben gereğinden fazla düşünüyorsam kimse bana çok düşünüyorsun bu kadarı da gereksiz diyemez. ve yine hayvansal düşünüp bitkisel yaşayanlar için de. ben. ileri geri konuşup ahkâm kesemem.

herkes kendi çapını cidarını bilmeli. gerçekten şimdi saçmaladım ben. ne demek herkes kendi çapını cidarını bilmeli. zaten erdemli olmak bu değil midir. akıllı olmak. sağduyulu davranmak.
farkına varmadan en zorunu isteyecektim sığ insanlardan. tam zamanında düzelttim derin yanlışımı.    

16 Nisan 2012 Pazartesi

Birdenbire yazılanlar 38

Hayatın memelerinden emiyorum hüznü. yavru köpeklerin memeleri kanatan iştahıyla. sonrası yalnızlık.

kimileri var oluşun açık denizlerine götürecek olan o zor adımı atamaz. kimilerinin yolu bellidir ve dosdoğrudur. şartlar ne olursa olsun. hayat neyi karşılarına çıkartırsa çıkartsın. o yoldan sapmazlar. çünkü dayanılmaz bir ayrılığın hüznünü yaşarlar. öyle ki bu hüzün onları başka bir yolun varlığına karşı kayıtsız ve hissiz kılar.

çaba sarf etmezler bu duruş için. kendiliğinden gelir yaşadıkları. hüznün mayasında vardır. ellerinde olmayan. değiştirmek için hiçbir şey yapamayacakları bir koparılışın acısını içerler hayatları boyunca. çoğu zaman saklarlar bunu.

ama aşk geldiğinde. o ilahi esinti. artık kurallar ve gizlilik yoktur. hüzün ve acı tenlerini örten giysileri olur.

13 Nisan 2012 Cuma

Birdenbire yazılanlar 37

Nedir istediğin söyler misin. ne.cehennemin dehlizlerinde yanmak mı istiyorsun. yoksa cennetin ırmaklarında yıkanmak mı. gökyüzünün ışıklarını kapatıp kainatı karanlığa mı gömmek istiyorsun. yoksa sonsuza kadar yaşamak mı.
aptallık derecesinde iyi ve saf mı olmak istiyorsun. yoksa gaddarlık derecesinde açıkgözlü ve duyarsız mı.
insan olmaktan sıkıldın mı.
bitki olup ahmakça ve amaçsızca koparılmak mı istiyorsun. hayvan olup acımasızca ve adice tekmelenmek mi. ne.
nedir istediğin söyler misin.

12 Nisan 2012 Perşembe

Birdenbire yazılanlar 36

Seni aşk ile seviyorum. bitmek tükenmek bilmeyen bir aşk ile. hatalarımdan dolayı sadakatimden şüphe ettiğim bir aşk ile. Seni ruhumla bedenimle tüm varlığımla seviyorum. Senin sevginin yanına kimsenin sevgisini koymadım. bütün sevgilerimi Senin sevginden çıkardım. Sana gerektiği gibi kullukta bulunamıyorum bunu biliyorum.  

ben iyi olmaya çalışan kötü bir adamım ve kendimden utanıyorum. kendime karşı duyduğum utanç çoğu zaman öfkeye dönüşüyor.  

aklımı sonlandırmak istiyorum. düşüncelerimden kurtulmak. özgür olmak istiyorum. ama yok. gövdemin durup dururken paramparça olmadığını mı sanıyorsun. benliğimle ilgili her şeyin etrafa saçılmadığını mı düşünüyorsun.

ben yıkacağım kendi kendimi. ilk taşı ben atacağım. ilk kazmayı ben vuracağım kendime.

Sen yardım etmezsen başaramayacağım biliyorum.

11 Nisan 2012 Çarşamba

Birdenbire yazılanlar 35

Her gün bir önceki günün tekrarı gibi ya da türevi. neyi bekliyorum hayattan. bir sabah uyandığımda her şeyin değişmiş olmasını mı. bu imkânsız. eğer bir önceki günün sonuna kadar bu değişim için çabalamadıysan yine aynı kasvetle kalkmaya mecbursun. kaybederek uyanıyorum her sabah yatağımdan kalkarken. nefesim ciğerlerimi tutuşturuyor. bir ejderha gibi ateş püskürüyorum zamana. var oluşumun çaresizliğine.

geçer diye ümit ediyorum. bir gün mutlaka geçecek sabırlı olmak tahammül etmek gerek diyorum. sakinleş biraz inan bu kadarına gerek yok diyorum. hadi gel kahvaltı yapalım biraz kendine gelirsin diyorum. sabahtan akşama kadar hep diyorum. değişen şey ne. sadece o günün geçmesi ya da savuşturulması.

olsun. o kadar mutsuzum ki artık mutluyum. tıpkı sevinçten ağlamak gibi. beni mutsuz edecek hiçbir mutsuzluk kalmadı. hepsini tükettim. bundan sonrakiler de olsa olsa çelme takar. ama düşüremez. hayatımı baştan yaşamam için bir fırsat daha tanınsaydı yine böyle yaşardım eminim. hatta daha dayanılmazını. işte bu yüzden sızlanmanın bir anlamı yok. yaşa gitsin. hem de derin nefes alarak yaşa.        

7 Nisan 2012 Cumartesi

Birdenbire yazılanlar 34

Önceden kazılmış boş bir çukurun yanına getirdiler ailemi. sırtlarını karanlığa verdiler. suretlerini seçemiyordum. sadece üç mermi. annemi babamı küçük kız kardeşimi. karanlığı yırtarak birer birer toprağa serdi. demek ki yetiyormuş üç mermi. yok etmeye ağzına kadar sevgi dolu bir aileyi.

çektiğim acının sessizliği yeryüzündeki bütün mezarlıklara yetti. intikamdı suskunluğumun haklı sebebi. her zaman öç alacak biri kalmalıydı hayatta. işte ben böyle bir acıyı yüklendim sırtıma.

hayat sürüklüyor bedenimi. felçli benliğimi. ikinci bir emre kadar bütün hissedişlerin kaldırıldığını söylüyor yüreğim. ben. acıdan yapılmış bir insan heykeliyim.


                                 SREBRENİTSA KATLİAMI İÇİN YAZILMIŞTIR.

6 Nisan 2012 Cuma

Birdenbire yazılanlar 33

Can çekişmenin ne anlama geldiğini nasıl bir şey olabileceğini düşündüm. ve kendimce bir sonuca vardım.

insan yaşadığı sürece varlığını korumak için çaba gösterir. öncelikli görevi hayatta kalmak yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirmektir. dolayısıyla karşıdan karşıya geçerken umursamazlık yapamaz. yüksek bir yerde yürürken temkinli olur. tehlikeli olduğunu düşündüğü durumlardan uzak olmayı tercih eder. hatta kimi zaman onurunu ve şerefini hiçe sayarak canını muhafaza etmeye çalışır. durum böyle olunca da kaçınılması imkânsız mutlak gerçek olan ölümle karşı karşıya kaldığında değişik tepkiler verir.  

insan kendisini yıllarca ayakta tutan canını esas sahibine vermek zorunda kaldığında derin bir şaşkınlık yaşar. bu şaşkınlığın etkisiyle kiracı olduğunu unutur ve ev sahibi olduğunu zanneder. ve bu düşünceyle canını bedeninde tutmaya çalışır. dolayısıyla can almakla görevli olan varlığa karşı direnir. bu da insanın can çekişmesidir.

oysaki ölümü arzulayan insanlarda can çekişmek diye bir kavram yoktur. çünkü canı almaya gelen varlığa karşı bir direniş yoktur. herkes görevini bilir. gereksiz yere gerginlikler yaşanmaz.        

4 Nisan 2012 Çarşamba

Birdenbire yazılanlar 32

İnsan doğduğu andan itibaren ölmeye başlar. ve bu süreç ölümle birlikte sona erer. ölüm kesinlik ifade eder. ölümün süreci yoktur. o cümlenin sonundaki noktadır. ölmek hayatın içindedir. ama ölüm hayatın dışında kalır. ölürken nefes alabilirisiniz. düzenli ya da düzensiz. ama ölüm bedene geldiğinde artık nefes yoktur. bütün kımıldayışlar sona erer. bedeninizin kontrolü elinizden alınır. her türlü müdahale sonuçsuz kalır.

yıllarca bir kuklacı gibi hareket ettirdiğiniz vücudunuzun ipleri kopmuştur. ve vücudunuz küçük sahnenin ortasına yığılıvermiştir artık.     

2 Nisan 2012 Pazartesi

Birdenbire yazılanlar 31.5

Doktorları seviyorum. arasıra da olsa derin nefes almak için insana fırsat tanıyorlar.
Birdenbire yazılanlar 31

Yanlışlarım var biliyorum. Yanılışlarım. kimi zaman haddimi aşan özenle yaptığım yanlışlar. karşı koyamadığım. geldiğinde alıp götüren. beni yerlerde sürükleyen güdülerim var. savaşsam da başaramadığım itinayla işlediğim günahlarım var. eksiklerim var beni uzun uzadıya düşündüren. bu yüzden karamsarlığa kapıldığım ne yapacağımı şaşırdığım kendime tahammül edemediğim anlarım var. gözlerime saldıran gözyaşlarım var. yanaklarımı yırtarak akan. yüzümü beyaz kana katan bir halim. ruhumu ağzımda çalkaladığım hezeyanlarım var. dudaklarımı aralasam ölüp gideceğim. bütün kâinatı içine saklandığım bir elbise dolabından ibaret gördüğüm çelişkilerim var. başkalarının rahatlıkla temiz olarak nitelendirdiği kalplerinin yanında. benim kendisini temiz olarak nitelendirmeyi hiçbir zaman başaramadığım bir kalbim var.