18 Kasım 2013 Pazartesi

 47
Göğsümde sayısız fay kırıkları
Şiddeti beşi geçmeyen artçı şoklar
Sanki sürekli
Sallanıyormuşçasına yaşamak seni
İşte büyük Marmara depremi

30 Ekim 2013 Çarşamba


46
Sarmaşıklar sardı etrafımı
Sarardı güller
Soldu
Yaprakları savurdu rüzgâr
Ansızın geldi yağmur
Islattı ağaçları
Kapılar kapandı üzerime
Anahtarları suya düştü
Kayboldu
Sesi yankılandı kulağımda sevgilimin
Aşk 
Aldı başını gitti
Yağmur dindi
Ve güneş beni seyretti


23 Ekim 2013 Çarşamba

45
Bire ve kendime bölünüyorum
Yalnız kaldığım zamanlarda
Seni kaybettiğimi
Önce gözlerim kabulleniyor
Sonra gülüşüm
Ama yüreğim
Asla  


20 Eylül 2013 Cuma

44
Banyoda sabuna basıp kaymak
Ve başını küvetin taşına vurmak
Ne kadar acı verici ve beklenmedikse
Sen de benim için öylesin
Yani ben
Ne zaman seni düşünsem
Sabuna basarım



17 Eylül 2013 Salı

43
Varlığında yok
Yokluğunda var olmak
Olası endişeler doğuruyorsa
Düşüncelerim zindandır
Ziyandır    
Yankı yapar sesim içimde
Gözlerim kızıl sahtiyandır



14 Eylül 2013 Cumartesi

42
Korkularıma yenik düştüm
Sevinçlerim ise bir hiç uğruna kayboldu
Meydanın ortasında buldum kendimi
Yırtık elbiseler ve bir şişe şarap ile
Önümde birkaç bozukluk
Paslanmış
Boğazım kurudu
Yerdeki bozukluklarla bir şişe su aldım
Kirden gözükmeyen yüzümü mü yıkasaydım
Kuruyan boğazımı mı ıslatsaydım
Karar veremedim
Yere döktüm


4 Eylül 2013 Çarşamba

41
Ölümüm benim
Güzel akıbetim
Kabrim
Eşsiz meskenim
Benim kefenim
Tek kişilik nevresim

10 Temmuz 2013 Çarşamba

40
Bir damla kan
Bir damla gözyaşı
Birer damla daha aktı
Yıllar geçti aradan
Durmadı
Her yer kan
Her yer gözyaşı oldu 

21 Haziran 2013 Cuma

39
Ben 
Aşkı
Ne sevgilimin gözlerinde
Ne de dudaklarında yaşadım
Ben 
Aşkı
Kalbin dört parmak altında
Mideye yakın bir yerde yaşadım

20 Haziran 2013 Perşembe

7 Haziran 2013 Cuma

37
Yüklemi yerinde duramayan
Devrik cümleye benzer insan
Ve hiçbir paragrafta
Gerçek anlamını bulamaz

22 Mayıs 2013 Çarşamba


36
Gökyüzünün kızıllığında çırpınan bir bulut
Başından beri âşıkmış bulut yağmura
Tam söyleyecekken bulut
Yağarmış yağmur
Uzaklaşırmış ondan
Aslında
Bulutun kendini anlatma çabasıymış yağmur
Ama bu gerçekten habersiz yağarmış hep
Bulutun da haberi yokmuş bundan
Aslında
Yağmurun yağmasıymış bulut

9 Mayıs 2013 Perşembe


35
Ürkek ve alıngandı yüzün
Ellerin
Olası bir ihanetin izlerini taşıyordu
Dudakların yüzüne yaslanmış
Güzelliğini ispatlıyordu
Ve sağlaması güzelliğinin
Her defasında ellerin çıkıyordu

17 Nisan 2013 Çarşamba



Hissiyat

Uzun uzadıya anlatacaktım aklımdan geçenleri ama hiç dolandırmadan süslemeden konuya gireceğim. Geçenlerde bir dostumuzun yakını vefat etmişti. Biz de cenazesine katıldık. Cenaze namazını kılarken aklımdan geçti. Acaba bir insanın cenaze namazının o dinin peygamberi tarafından kıldırılması nasıl bir şeydir. Düşünebiliyor musunuz birinci elden en yüksek perdeden gerçek bir protokolle bu merasimi yaşıyorsunuz. Mensubu bulunduğunuz dini yeryüzünde anlatan onun yayılması için mücadele eden ilk insan. Sizin tabutunuz önünde size iyi dileklerde bulunuyor ve Rabbinden sizin için bağışlanma diliyor. Şimdi böyle bir imkân olsa insanlar ölmek için sıraya girerlerdi. Birbirlerini ezerlerdi. Ölmek için izdiham olurdu eminim. Sadece paylaşmak istedim.

15 Nisan 2013 Pazartesi


34
Hangi iklimde sayıklasam adını
Bitki örtüsü
Kısa, bodur ve sık ağaçlardan oluşuyor
Elimi uzatsam
Soğuk hava kütlesiyle sıcak hava kütlesi çarpışıyor
Sanki iklim değişmişte
Adını bir başkası sayıklıyor



12 Nisan 2013 Cuma


33
Dudakların dikenli tellerle çevrili
Bileklerine gömsünler beni
Sırtının sadeliğine
Suskunluğun toplama kampı
Kasıklarına gömsünler beni
Dirseklerinin kavisine
Duruşun idam sehpası
Boynuna gömsünler beni
Avuçlarının serinliğine

4 Nisan 2013 Perşembe


32
Sesin tetikliyor bütün kelimeleri
Ve cümleler kuruyorsun kurşundan
Dilinde barut izi
Sıyırıp geçti cümlelerin
Belli ki söz etmedin ayrılıktan
Etrafa saçılan
Bir hüzün dolusu boş kovan

1 Nisan 2013 Pazartesi



31
Bilmem kaçıncı dereceden bir denklemdi hayat
Kökleri kolay bulunamayan
İnsana özgü olan
O yapışkan bilinmezlikti
Kökleri derine salan
Oysa bir bardak çayda kaybolan
İki savunmazsız küp şekerdi insan

28 Mart 2013 Perşembe


30
Sen göğsüme saplanan şarapnel parçası
Ben yaralı olay yerinde
İçimde son konuşmadan kalma sancılar
Düzensiz solumaları ölüme yakın bedenimin
Avucumda kırmızı bir telaş
Ve kaldırım taşında eksik kalmış bir öykü





21 Mart 2013 Perşembe


29
Yıkanınca çeker kadın
Kısalır
Daralır
Terk eder bütün bilinmezliğini
Saydamlaşır kadın
Cam balığı gibi

18 Mart 2013 Pazartesi


28
Her şiirde bir sen var
Şiirdeki sen
O değilsin aslında
Nedendir bilinmezliği gerçekliğin
Gerçekler yalanlar mı kendini
Sanki sen ben derken
Yalan söylermiş gibi gerçeklere
Hangisi daha yalan senin için
Ben mi sandığın sen
Sen mi sandığım o
Sandıklarımıza saklanmışız biz
Biz derken
Sen de olur o da

12 Mart 2013 Salı


27
Şakağıma dayadım ıslak sesini
Bir bıçağın insan etinde çıldırması gibi
Kimliksiz düşler kurguladım
Soyutladım kendimi
Makineye bağlı yaşamak gibi
Ve sonu
Ötanazi


8 Mart 2013 Cuma


26
Sen ve ben
Yazılışları aynı
Anlamları farklı kelimelerdik
Sen de yüzdün
Ben de
Ama başaramadık

4 Mart 2013 Pazartesi


25
Ölümüne sevmiş adam
Ölmüş te
Kadın pek sevmezmiş adamı
Ama o da ölmüş
Ve kemikleri adamın
Hala âşıkmış
Kemiklerine o kadının

28 Şubat 2013 Perşembe

Çözüm sürecine katkıda bulunmak için dün sabah kürt böreği yedim.

27 Şubat 2013 Çarşamba

Dünyanın bütün güzellikleri benim olsa da üzgün öleceğim. bir insanın sahip olmak istediği her şey benim olsa da. mutlulukla, huzurla geçse de ömrüm ölürken hüzünle kederle öleceğim. artık hayatımın sonuna kadar mutsuz olmak için bir sebebim var. çünkü ben bu sabah, tan yeri ağarırken, en kutlu zamanında dünyanın, uykuyla sarmaş dolaş oldum. namazımdan oldum.

bu nedir şimdi diye düşünenler olabilir. hayat telafisi olmayan bir öğütücü müdür diye soranlar olabilir. her şey olabilir. ama bütün bunlar, benim ya da bir başkasının bu sabah, sabah namazını kılamadığı gerçeğini değiştirmez. Peygamber Efendimiz  '' insanlar benim bildiklerimi bilselerdi, az güler çok ağlarlardı.'' diye buyurmuştur. herkes bildiğinin esiridir. her kap büyüklüğü ölçüsünde su alır.

tabi ki hayat doğumdan ölüme kadar bir sırat köprüsüdür. ama eğer kaybettiklerimiz karşısında'' nasıl olsa telafisi var'' düşüncesine kapılırsak, bu bizde bir süre sonra kayıtsızlığa, kıymet bilmezliğe dönüşür. ve gerçekten telafi edilemez bir hal alır vesselam.

21 Şubat 2013 Perşembe


24
Anlatsam içimde akıp giden
Azgın bir nehir gibi yalnızlığı
Fırlatsam duvarlara
Sonra sekip yüzüme çarpsa
Paramparça olsa yüzüm
Ve her parçasında
Bir parça sen olsa

18 Şubat 2013 Pazartesi


23
Tamlayan ve tamlanan
Birbirine ait iki insan
Kaybetmişler yollarını bir cümlede
İkisi de üzgün ve çaresiz yaşarken
Karşılaşıvermişler
Oturup konuşmuşlar bir süre
Hatanın kimde olduğundan söz etmişler
Cümleyi suçlamışlar sonra
Küsüvermişler cümleye
Cümlenin içinde tekrar kaybolacaklarını bile bile

14 Şubat 2013 Perşembe


22
Sesin sanki narkoz gibi
Ameliyattan önce
Fazla konuşursak
Masada kalır mıyım sence

11 Şubat 2013 Pazartesi


21
Kan basıncı arttığında vücudumun
Nabzımın kararsızlığında
Bir ambulans nasıl yetişiyorsa bana
Öyle gel
Kendinden çık
Gel

8 Şubat 2013 Cuma


20
Yüzünde yüzyıllık bir savaşın izleri
Yüzünde binlerce ölü
On binlerce yaralı
Yüzün
Toplu mezarları andırıyor
Savaş sonrası

6 Şubat 2013 Çarşamba


19
Bir istediğim iki olmuyor
Ne zaman seni istesem
İki oluyorsun
Ya da üç

4 Şubat 2013 Pazartesi


18
Ölüm
Gözyaşlarımı düğümlerken kirpiklerime
Ağlamak
Çığ altında kurtarılmayı beklemek kadar
Soğuk ve havasız olmalı

29 Ocak 2013 Salı


17
Akarsuyun denize döküldüğü yerde
Tuzlu su
Tatlı suya olan özlemini
Ne derece gideriyorsa
Yanında olduğum anlarda
Deniz oluyorum
Akarsuyuna kavuşmuş

24 Ocak 2013 Perşembe


16
Balkondan aşağı bıraktım bedenimi
Yere düştüğümde sen ölmüştün
Sırtımda parmak izlerin
Çözülemeyen bir cinayet

22 Ocak 2013 Salı


15
Kavuşsa sıcaktan kırılacak
Kavuşmasa özlemden
İnce beli yoksun insan elinden
Çatlak çay bardağı
Kaç git
Kurtar kendini bu çelişkiden


11 Ocak 2013 Cuma


14
Pusulası bozuk
Pusuya yatmış
Puslanmış bir günde
Hava birden kararmış
Nefesine küskünlük bulaşmış
Birkaç nefes almış
Kimseyle konuşmaz olmuş
Ve gecenin ilerleyen saatlerinde de
Öldürüvermiş kendini

9 Ocak 2013 Çarşamba


13
Mıcır dökülmüş isminin üzerine
Ve ben her söyleyişimde adını
Kontrolünü kaybediyorum sesli harflerin
Bir kelimeye çarparak duruyorum
Ön camından fırlıyorum hayatın
Sana yakın bir yerde yığılıp kalıyorum


derin not/  şiirlerimin çalınmasından korkuyordum. 
                 sonra düşündüm. 
                 ''hiçbir şey gerçekten bana ait değil ki, 
                 çalınsa ne olur'' dedim. 
                  
                         saygılar efendim
                

7 Ocak 2013 Pazartesi


12
Gözlerin öylesine deniz ki
İçine düşsem 
Boğulacağım sanki
Yüzmeyi öğrenmek mi?
Hiç denemedim ki

4 Ocak 2013 Cuma


11
Dudaklarımızda başladı yangın
Kısa bir süre içerisinde vücudumuza yayıldı
Sonra çevremize
Ve bütün kente
Ben sana dememiş miydim?
Ormanda sevişmeyelim diye