Pusuya yatış
Hayatta her şey hiçbir şeyden sonradır. önemli olan da bu.
hiçbir şey olduktan sonra her şey olabilmek. öldükten sonra yeniden dirilmek
gibi. belki de bu yüzden hayatım hep. acıyla yere yığıldıktan sonra yapayalnız
kalan insanların durumlarını gözlemlemekle geçti. aklı başında olan hiç kimse
bundan keyif almaz. ama ben bütün hesaplarımı kaybetmek üzerine yaparım. yere
çarptıktan dibe vurduktan sonrası için. biliyorum hiç cazip değil ama bana hiç
hep cazip gelmiştir. insanların acı çekmelerinden keyif almışımdır. o zaman
şartlarımızın eşitlendiğini aynı koşullarda yarıştığımızı düşünmüşümdür. mutlu
olanlardan her zaman uzak durmuşumdur. onlara karşı hep mesafeli davranmışımdır.
ne zaman ki dağılıp yıkıldıkları an gelir. o zaman ben içten içe keyif alarak
onların çırpınışlarını. bu çırpınmanın sonuçlarını. debelenmelerinin onları
hangi doğruya ulaştıracağını seyretmişimdir. genelde bu gözlemim hep hüsranla
bitmiştir. çünkü neredeyse hiçbiri akıllanmamıştır. hiçbir şey olduktan sonra
her şey olamamışlardır. ve bu halleri beni onların daha büyük acılar çekecekleri
günü beklemeye yöneltmiştir.
kimilerine göre içten pazarlıklı olmak buna denir. hain ve
kıskanç olmak. kindar ve aşağılık olmak. olabilir. herkes istediğini düşünmek
de özgürdür. ama şu hiçbir zaman unutulmasın ki. mutlulukla kahkahayla bir yere varılmaz. eğer sıkıntılıysa
insan hüzünlüyse. her an gerçeğe ulaşabilme olanağına sahiptir. işte ben bunu
arzu ediyorum tüm insanlar için. hakikat için sıkıntı çekmek ve sonunda hep
birlikte mutlu olmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder